Yerel yönetimler, tüm dünyadaki demokratik ülkelerde kamu yönetiminin vazgeçilmez bir parçasıdır. Bir ülkedeki yerel yönetimlerin etkinliği ve düzgün bir sistematik ile çalışması, o ülkede yaşayanların refah seviyesi ile doğru orantılıdır.
Yerel yönetimler yerel hizmetlerin verilmesinde hızlı ve kalıcı çözümler üretmekle mükelleftir. Günümüz siyasetine baktığımızda birtakım insanların siyaseti zenginleşme aracı olarak gördüklerine ve bu yönde hareket ettiklerine üzülerek şahit oluyoruz. Bu zenginleşme çabalarının en çok yaşandığı yerlere baktığımızda ise büyüklü küçüklü belediyeler ve barındırdığı imkanlar karşımıza çıkıyor. İmar planlarının toplumun çıkarlarına değil de birilerinin şahsi çıkarlarına hizmet etmesi bu konudaki en büyük örneği teşkil etmektedir.
Öte yandan bazı Belediyelerde Başkanların, halkın derdiyle dertlenmek yerine makam odalarının mobilyaları veya makam araçlarının modeli ile dertlenmesi de yine aynı şekilde yerel yönetimlerde göze çarpan temel hastalıklardandır. Oysa ki Belediyelerde yapılan en ufak bir hizmet bile halk tarafından çabucak benimsenerek büyük bir çoğunlukla taltif edilmeye vesile oluyor.
Halka hizmet, hakka hizmettir anlayışıyla hareket eden bir Belediye Başkanı kısa zamanda gönüllerde taht kurabilir ve zihinlerde çalışkan ve hizmet eden birisinin gelecek seçimlerde de tekrar seçilme ihtimalinin yüksek olduğu algısını oluşturabilir.
Bunun örneklerini çok gördük ve çok yaşadık. Göreve geldiğinde büyük atılımlar yaparak halkın menfaatine hareket etmesi sebebiyle Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakan ve Cumhurbaşkanı seçilmesi halen daha televizyonlarda tartışma programlarında konuşulan bir durumdur. Hatta Ekrem İmamoğlu'nun da aynı şekilde Belediye Başkanlığından Cumhurbaşkanlığına yürümek istemesinin temel sebebi budur.
Bu yüzden Diyoruz ki siyaset yerelden başlar, siyaset sandıktan başlar mahalleye yayılır, mahalleden başlar ilçeye yayılır, ilçeden başlar ile yayılır, ilden de tüm Türkiye'ye yayılır.
Siyaset nereden başlar?
